`kafaya odunu vurmak`tır efendim. şöyle ki, anadolunun bir köyünde, üniversite öğrencisi erman'ı arkadaşları çağırır.
- "akşam kına gecesine gidecez, sen de gel"
kına gecesine gidilir. kına gecesi yapılan evin damına çıkmadan önce yerden küçük taşlar toplanır.
- "napçaz olm bu taşları?"
- "sen topla hele. küçük olsunlar amma cevizden küçük nohuttan büyük"
dama çıkılır. damın penceresinden, yarı karanlıkta evin içinde oynayan kızlar görülür, kadınlar kollarından daire şeklinde birbirlerine kenetlenmişler iki adım sağa bir adım sola atmaktadırlar. köyün gençlerinden biri ölçer, biçer taşı aşağıda oynayan kızın omzuna kondurur. kız yukarı bakar, çocuk gülümser, kız gülümser. sıra erman'a gelir. erman bakar:
- "olm illa atmam mı lazım? niye atıcam bunu?
- "bak işte hangisi güzelse ona at, amma yengene atarsan kafanı kırarım"
- "lan hangisi yengem, hepsi birbirine benziyor burdan bakınca"
- "bak birine at işte"
- "rastgele atıyorum o zaman"
- "at at"
ilk atışta amcamın 120 kiloluk eşi, yani yengemi vurdum (o farketmedi ama) sonra 65 yaşındaki halamı vurdum (o da yukarı bakıp sövdü) sonra millet tavana bakmaya başlayınca kaçıştık.
aşağı inip karanlık ara sokağa dalınca arkadaşım dedi ki:
- "lan o gızı götürcem bizim ahırın arkaya, vuracam kafaya odunu, çökecem üstüne"
- "abi çok `romantik`sin"
- "hakkat la bizim eve gidek de `erotik` film izleyelim"
(bkz: based a true story)
belki dedem de 60 sene önce böyle idi. babam da odunu bırakıp muhtemelen nuri alço gibi gazoza ilaç atıyordu. evrimin 3.halkasındaki benden ne kadar erotizm bekleyebilirsiniz ki? zaman değişti. elektrik şoku veriyorum.
bir de şu var belki alakalıdır (bkz: çıkarmadan beş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder