Paraşütçü

Yeni gelen acemi askerleri kaydeden ahbap çavuşlar, Piyade Bölüğü'ne kaydettikleri askerlerin evraklarına "P", Silah bölüğü'ne kaydettikleri askerlerin evraklarının üzerine "S" harfini büyükçe yazmaktadırlar.
Çavuş (o şerefsiz benim işte) ile ayakta heyecandan tir tir titreyen, daha yeni gelmiş asker arasındaki sorgulama:
- Adın?
- Ahmet.
- Memleketin?
- İstanbul.
- Doğum yılın?
- 1981.
- Sağlık sorunun var mı?
- Yok komutanım.
- Yükseklik korkun var mı?
- Yok komutanım.
- İyi o zaman (kağıda büyükçe P yazılır) Paraşüt bölüğü'ne yazdım seni. Karşı masaya git.
- Paraşüt Bölüğü mü, komutanım?
- Paraşüt Bölüğü işte. Paraşüt ne bilmiyor musun? 10 bin metreden atlayacaksınız.
- Ama komutanım yalvarırım beni paraşütçü yapmayın, hede hüde ühüüüüü
- İtiraz yok, git karşı masaya, sıradakiiii....
- Bööööööğğğğğkkkk ühüüü

Asker bölüğüne gidene kadar ahbap çavuşlar aynı yalana devam eder. Asker anca akşam koğuşa girdiğinde "paraşütçü" değil "bitli piyade" olduğunu öğrenir.

Hikaye burada bitse iyi. Daha kafadan ayarı yemiş acemi asker, usta birliğine gittiğinde sevgilisine mektup yazar.
(herkes gücü yettiğine ayar verir ya zaten)

Aşkım,

Askerlik çok zor. Her gün dağdayız. Helikopterden helikoptere atlarken şarjor değiştiriyoruz. Ben seni çok özledim hede hüde bırı bır...

Hiç yorum yok: