Mükemmel sevgili, insana mutluluk verebilen sevgilidir. Herkes için mükemmel olan değil, insanın kendisi için mükemmel olan kişi mükemmel sevgilidir. Mükemmel sevgilinin nitelikleri sayılamaz. boyu, eni, teni, elma yanakları, kiraz dudakları önemli değildir. Önemli olan mutluluk verebilmesidir.
Mükemmel sevgili, düşüncelerimizde oluşturduğumuz kriterlere sahip sevgilidir. Mükemmel sevgili dağın zirvesidir. Dağın zirvesindeki kriterler bütünüdür. Bazen (Avrupa Birliği Katılım Süreci gibi) Sevgili, dağa tırmandıkça -fizik kurallarına aykırı olarak- zirve sürekli yükselir. Bazen de zirve ulaşılamaz yüksekliktedir. Sevgili oraya kadar tırmanamaz.
Özellikle sinema başta olmak üzere, gazete, televizyon, roman v.s. gibi 'insanı etkileyebilen' araçların zirvenin yüksekliğinin belirlenmesinde payı çok büyüktür. Örnek olarak sinemayı seçersek. Sinema da 'genellikle' mükemmel sevgili diye tanımlanan kişi yakışıklıdır ya da güzeldir. Hiç bir zaman para sorunu yoktur. Her zaman sevgilisine vakit ayırabilir. Hayatta her şeye rest çekip sevgilisi ile olabilir v.s. Eğer senarist birlikte olmamalarını isterse çift için her şey ters gider ama ne zamanki senarist birbirleri için mükemmel olmalarını isterse sevgi akar gider. Biri daha düşünürken diğeri leblebi der. Biri giderken otobüsü durdurur geriye sevgilisine koşar v.s. mutlularken hiç bir sorun yoktur.
Bunu izleyen bünye de hep karşısında bir Julia Roberts, bir Richard Gere, Arzum Onan, bir Mehmet Aslantuğ bekliyor.
Bir de hayatın gerçekleri var.
- Normalde beklentilerini yükseltmemiş bir bayan kel, göbekli ama iyi yürekli bir muhasebeci ile mutlu olabilecekken, beklentilerini yüksek tutuğu için karşısına çıkanı beğenmiyor ve "neden yakışıklı erkekler hep çirkin kizlarla beraberdir?" diye düşünerek sürekli mutsuz oluyor.
ya da;
- Beklentilerini yükseltmemiş bir erkek, sarışın ama kahverengi gözlü olup "internet bilmemesine rağmen telefon bilen" bir ev kızı ile mutlu olabilecekken, beklentilerini yüksek tuttuğu için sevgilisi için evde hizmetci sokakta hanimefendi internet sözlüklerinde yazar olmak gibi kriterler koyabiliyor ve böyle bir insan yüzbinde bir olduğu için mutsuz oluyor.
Hani Nil Karaibrahimgil'in şarkısında geçtiği gibi:
O beni prenses peri sanıyor,
Ne hata yapsam geri sarıyor,
Mitolojiden biri sanıyor,
Bendeki de saç o taç görüyor...
Özetle, özellikle medya beklentileri körüklüyor. Beklentiler de mükemmellik kriterlerini belirliyor ve mükemmellik kriterlerinin seviyesinin yüksek olması da mutsuzluk yaratıyor.
Hepimiz insanız. Hiç birimiz aktör ya da aktris değiliz. Mutlu olmak istiyorsak karşımızdaki insan için kendimizi mükemmelleştirmeye çalışmalıyız. İlişkideki her iki taraf da kendisini mükemmelleştirmek için çaba harcar ve kendisinin mükemmel olmadığının farkına varırsa mükemmel sevgiliye sahip olur.
Mükemmel sevgili, düşüncelerimizde oluşturduğumuz kriterlere sahip sevgilidir. Mükemmel sevgili dağın zirvesidir. Dağın zirvesindeki kriterler bütünüdür. Bazen (Avrupa Birliği Katılım Süreci gibi) Sevgili, dağa tırmandıkça -fizik kurallarına aykırı olarak- zirve sürekli yükselir. Bazen de zirve ulaşılamaz yüksekliktedir. Sevgili oraya kadar tırmanamaz.
Özellikle sinema başta olmak üzere, gazete, televizyon, roman v.s. gibi 'insanı etkileyebilen' araçların zirvenin yüksekliğinin belirlenmesinde payı çok büyüktür. Örnek olarak sinemayı seçersek. Sinema da 'genellikle' mükemmel sevgili diye tanımlanan kişi yakışıklıdır ya da güzeldir. Hiç bir zaman para sorunu yoktur. Her zaman sevgilisine vakit ayırabilir. Hayatta her şeye rest çekip sevgilisi ile olabilir v.s. Eğer senarist birlikte olmamalarını isterse çift için her şey ters gider ama ne zamanki senarist birbirleri için mükemmel olmalarını isterse sevgi akar gider. Biri daha düşünürken diğeri leblebi der. Biri giderken otobüsü durdurur geriye sevgilisine koşar v.s. mutlularken hiç bir sorun yoktur.
Bunu izleyen bünye de hep karşısında bir Julia Roberts, bir Richard Gere, Arzum Onan, bir Mehmet Aslantuğ bekliyor.
Bir de hayatın gerçekleri var.
- Normalde beklentilerini yükseltmemiş bir bayan kel, göbekli ama iyi yürekli bir muhasebeci ile mutlu olabilecekken, beklentilerini yüksek tutuğu için karşısına çıkanı beğenmiyor ve "neden yakışıklı erkekler hep çirkin kizlarla beraberdir?" diye düşünerek sürekli mutsuz oluyor.
ya da;
- Beklentilerini yükseltmemiş bir erkek, sarışın ama kahverengi gözlü olup "internet bilmemesine rağmen telefon bilen" bir ev kızı ile mutlu olabilecekken, beklentilerini yüksek tuttuğu için sevgilisi için evde hizmetci sokakta hanimefendi internet sözlüklerinde yazar olmak gibi kriterler koyabiliyor ve böyle bir insan yüzbinde bir olduğu için mutsuz oluyor.
Hani Nil Karaibrahimgil'in şarkısında geçtiği gibi:
O beni prenses peri sanıyor,
Ne hata yapsam geri sarıyor,
Mitolojiden biri sanıyor,
Bendeki de saç o taç görüyor...
Özetle, özellikle medya beklentileri körüklüyor. Beklentiler de mükemmellik kriterlerini belirliyor ve mükemmellik kriterlerinin seviyesinin yüksek olması da mutsuzluk yaratıyor.
Hepimiz insanız. Hiç birimiz aktör ya da aktris değiliz. Mutlu olmak istiyorsak karşımızdaki insan için kendimizi mükemmelleştirmeye çalışmalıyız. İlişkideki her iki taraf da kendisini mükemmelleştirmek için çaba harcar ve kendisinin mükemmel olmadığının farkına varırsa mükemmel sevgiliye sahip olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder